Kolon terapisi kendisini zamana isbat etmiş tarihi bir tedavi metodudur. Binlerce yıl önce Mısır’da kullanılmı ve daha sonra Hipokrat tarafından da tavsiye edilmiştir. Vücudu terketmeyen birçok besin, ilaçlar ve diğer kimyasalların bağırsakta depolandığı; dolayısıyla hastalıkların kaynağının kalın bağırsak olduğu prensibine dayanır. Başlangıçta hiçbir şikayet yokken yıllar üsren çürüme sonunda yavaş yavaş hastalıklar kendini bellii etmeye başlar. Bu durum milyonlarca bakteri içeren birkaç kilo ağırlığındaki gaitanın kalın bağırsak duvarlarına tutunabilmesinden kaaaynaklanmaktadır. Bu zehirli atık insan bünyesinde her çeşit bozukluğa neden olabilir. Kolon terapisi kalın bağırsakları temizleyerek normal şekil, boyut ve fonksiyonuna kavuşturur; dolayısıyla hastalıkları önler.Tedavi esnasında kalın bağısağa yavaş bir şekilde su verilerek iyice yıkanır. Böylece birikmiş gaitalar gevşetilir, sökülür ve dışarıya atılır. Vücut kirliliği giderildikçe deri hastalıkları, solunum sıkıntıları, kabızlık, depresyon, kronik bitkinlik, sinirlilik, şişkinlik ve romatizmal rahatsızlıklar da iyilleşir. İnsanlar bir taraftan fiziksel olarak güçlenirken diğer taraftan duygusal olarak ta daha hafif, serbest ve duygularını daha rahat ifade edebilir hale gelirler. Kolon tedavisi beslenme değişiklikleriyle birleştirildiğinde çok daha faydalı olur.İyi bir kolon terapisti vücut sıcaklığında saf su ve streilizassyon için otoklav cihazı kullanır. Vücuttaki kalın bağırsakla ilgili noktalara masaj yapılması tedavinin etkisini kuvvetlendireceğinden uygulayıcı refleksoloji bilgisine de sahip olmalıdır. Uygulayıcı ayrıca ince bağırsaklarla kalın bağırsak arasındaki ileoçekal valf denilen küçük kapağın durumunu da kinezyoloji bilgisiyle kontrol etmelidir. Bu kapak hasarlı, açık veya kapalı ise terapist bunu da düzeltebilir; böylece seansların daha konforlu olması sağlanır. |
16 Ekim 2008 Perşembe
Kolon Terapisi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder